mirmirik / Bilişim Yönetimi / İşverenler Mars’tan, yazılımcılar Venüs’ten…

İşverenler Mars’tan, yazılımcılar Venüs’ten…

Posted on

Bu yazıyı diğer “draft”‘ta bekleyen yazıların arasına alma sebebim, gerçekleştirdiği işler ile yazılım sektörüne önemli katkıları olduğunu düşündüğüm ve zamanında da yaptığı gönüllü çalışmaları desteklediğim birisinin “yeni mezun mühendisler aylık minimum 5.500TL net almalı” diye “net hükmü” sonrası çıkan tartışma. Link vermeyeceğim, Twitter’da arayıp bulabilirsiniz yazısını.

Ben de kendisinin bu savına işveren taraflı olarak bakarak, bunun günümüz Türkiye şartları için hayal olabileceğini, işverenin bu maliyet altına girmek istemeyeceğini, ancak veren firma varsa da kaçırılmaması gerektiğini belirterek, şöyle bir şey yazdım:

Yeni mezun net 5.500 TL alacak bir mühendisin işveren maliyeti (sadece maaş üzerinden) ortalama olarak aylık 10.000 TL. Yemek + yol + özel sağlık sigortası giderleri yaklaşık 1.200 TL. Ofis, makine parkı giderleri ortalaması da 500 TL. Aylık maliyeti 12.000 TL oluyor bu net için. 

10 adet (yeni mezun) yazılımcı çalıştıran bir şirketin aylık minimum 120.000TL NET gelir elde etmesi gerekir sadece yazılımcı giderlerini karşılamak için. 120.000 NET gelir için ise aylık olarak (kabaca) 240.000 TL’lik ÖDENMİŞ işlerinin olması gerekir.

Her ay olarak bu kadarlık fatura kesilmesi, faturaların zamanında ödemesinin yapılmış olması ayrı şart. Bunları yapmak için de o jr. ve sıfır piyasa bilgisindeki kişilerin üretim güçlerinin “mükemmel” olması gerekmekte.

Kişi kriterlerine, yeni mezun mühendislerin “yeterliliklerine”, iş yapabilme becerilerine bile girmedim. Kısacası, -hele ki Türkiye’de- bu rakam hayal. Veren firma varsa da kaçırmayın.

Sonrasında ise engellendiğim için kendisinin değerli görüşlerinden yararlanamadım. Bu yazı, “yeni mezun bir yazılım mühendisinin minimum 5.500 TL net ücret ile Türkiye’de işe başlaması” konusundaki görüşlerim ile ilgili olacak. Başlayalım…

Önce TLDR; kısmı!


Yazının devamını okumayacaklar için benim konu hakkındaki “sonuç” görüşümü “keşkeler ile dolu olarak” yazmam daha doğru geliyor. Şöyle ki;

  1. Keşke her diplomasını alan mühendis arkadaşlarımız aynı derecede “ilgili” ve “öğrenmeye aç” olabilse,
  2. Keşke okullarımızdaki eğitimimiz öğrenci arkadaşları araştırmaya, sorgulamaya, ezber yerine öğrenebilmeye ve meraka yöneltse,
  3. Keşke (konu özelinde bilgi teknolojilerindeki) yeni mezun işe alım teşvikleri firmalar tarafından sömürüye bu kadar açık olmasa,
  4. Keşke vergi sistemimiz insaflı olabilse ve ücret dağılımı buna göre yapılabilse,
  5. Keşke adaletli gelir dağılımı konusunda daha da iyi olabilsek,
  6. Keşke her yeni mezun arkadaşımız teknik becerilerden önce “konuşabilmeyi”, “yazabilmeyi” bari bilebilse, “ekip çalışması gerekliliğini”, “sosyal bir canlı olduğumuz gerçeğini” kabul edebilse,
  7. Keşke “diploma sahibi olmanın” aslında çok da bir şey olmadığı kabullenilse,
  8. Keşke mezunlarımız, Türkiye’nin sosyo-ekonomisi bilen, gelir düzeyini kavrayabilmiş, ekonominin ne olduğunu az çok anlayabilse,
  9. Tüm bunlar olduğunda sonuç olarak, değil 5.500TL, 10.000 TL ile işe başlayabilse.

Bunlar benim isteklerim. Sanırım konuyu açan kişi gibi çok bilgili olamadığım için, direkt olarak “hayır ya, ne 5.500’ü, 1.000 TL bile yeter” gibi saçma bir tavırda bulunamıyorum. Net ücret, brüt ücret ve işveren maliyeti konularını zor yollardan da olsa öğrendiğim için onlar ile ilgili bilgilerimi paylaşarak başlayayım. Bu sonuçlara nasıl ulaştığım daha net anlaşılabilir belki.

Net ücret, brüt ücret?


Hem yeni mezun arkadaşlarımız hem de ne yazık ki yıllardır işçi olarak çalışan arkadaşlarımız net ücret / brüt ücret / işveren maliyeti konularında bilgisiz olabiliyor. Öncelikle bu konulara biraz açıklık getireyim. Bunlar sınav sorularında cevap olabilecek nitelikte ansiklopedik ya da teknik tanımlar değil. Benim düşüncelerim. Aradaki hesaplamaları ise 2019 yılı vergi dilimleri ve vergi oranlarına göre ekledim. Onlar matematiksel olarak doğru.

Net ücret

Ay sonunda aldığınız, bankanıza yatan, cebinize giren ve devlete ödenen vergilerden arındırılmış kesin rakamdır. Hani o borçlarınızı ödeyip de, maaşınızı aldığınız haftadaki ilk Cuma ve Cumartesi günü çılgınca eğlendiğiniz, ancak sonraki haftalarda makarnaya talip olmanızı sağlayan o küçücük meblağa “net ücret” denilir. O aldığınız para ile alış veriş yapar, alışverişiniz karşılığında fiş alsanız da almasanız da yine devlete vergi öder, aylık geçiminizi sağlamaya çalışırsınız.

Brüt ücret

Sizin net maaşınız üzerine kesintiler ve vergilerin de dahil olduğu, işveren tarafından hem devlete vergi olarak hem de size maaş olarak ödenen toplam tutardır. Hani “bordro” denilen bir kağıt vardır ya arada imza attığınız. İşte oradaki rakamdır. İçinde devlete verilen vergi de vardır o kağıtta. O kağıttaki dip toplamda sizinle yapılan anlaşma rakamını görmüyorsanız, çok büyük ihtimal ile çalıştığınız şirket sizin üzerinizden devleti kandırmaya yönelik olarak vergi kaçakçılığı yapıyordur.

İşveren maliyeti

Brüt maaşınız üzerine, sizin için yapılan toplam aylık masraftır. Aylık yemek paranız, servis ya da özel sağlık sigorta ücretleriniz, ofisteki çayınızdan, kullandığınız bilgisayarın yaktığı elektriğe, sandalye masa gibi demirbaşların yıllık masraflarından ofis kirasına kadar masrafların aslında üreten kişi olarak sizin payınıza düşen kısmı ile hesaplanır. Bu hesaplara bir de “non-profit-employee” denilen giderler de eklenir. Muhasebe, avukat, temizlikçi, asistan hizmetleri bu kapsamdadır genelde.

Eee, 5.500 TL ne olacak yani?


Yukarıdaki tanımlamaların herhangi bir şirket için “gerçek dünyadaki” yansımaları ise şöyle hesaplanıyor.

TanımTutar
İstenilen net ücret5.500 TL
Yıllık net karşılığı 66.000 TL
Aylık brüt maaş (SGK + vergi)9.952 TL
Yıllık toplam brüt maaş119.434,35 TL
Aylık özel sağlık sigortası, yemek ve yol~1.200 TL
Aylık kaba giderler (NPE giderleri dahil)~500 TL
Aylık işveren maliyeti~12.000TL

Mühendis olanların çok sevdiği “matematik”, sırf diploması yüzünden yeni mezun birisine verilmesi şart koşulan net rakama karşılık, gerçek dünya için bunu ortaya koyuyor. Bunda da bir eksiklik yok. Brüt maaş hesaplarını yapmak için ben şu siteyi kullanıyorum, size de tavsiye ederim:

https://www.verginet.net/dtt/maashesaplama.aspx

Ekip olunca ne olacak?


Yukarıdaki hesaplar tek kişi için şirketin aylık olarak ayırması gereken kaynağı gösteriyor. Hadi hep beraber bir şirket kuralım. Sonra da oraya yeni mezun arkadaşları alalım ve hepsini “minimum 5.500 net maaş” ile işe başlatalım. 10 kişi olsunlar. Diplomalı mühendisler olarak hesap kitap işlerini çok iyi bildiğimiz için bu hesaplamalar hiç de zor değil (Kopya: yukarıdaki sayıları 10 ile çarpın). Buyrunuz:

Tanım / Masraf kalemiTutar
Net ücret55.000 TL
Brüt ücret99.520 TL
Aylık işveren maliyeti120.000 TL
Yıllık işveren maliyeti1.440.000 TL

Her şey güzel. Bu duruma göre, şirket olarak yapmamız gereken tek şey şu. Her ay “net olarak” çalışanlara verilmesi şart olan 120.000 (yüz yirmi bin) TL’lik iş yapmamız lazım. Bence yapabiliriz zaten. Sonuçta “milyon dolarlar” dönüyor zaten piyasada ve işte o “5.500 TL net şartı” savını ortaya atan kişinin dediği gibi, patronlar da zaten her yıl eşinin ve kendisinin Porsche’sini yenilemek için işçileri sömürüyor. Hadi sömürelim.

120.000 TL aylık net ödeme için şirketin kesmesi gereken fatura tutarı aylık olarak yaklaşık 240.000 TL. Neden? E çünkü gelir vergisi var, KDV var, stopaj var, belediye vergileri var, defter tasdik bedeli var, Bağkur ödemesi var, muhtasar damga vergisi var, geçici vergi damga vergisi ve eki var, kurumlar vergisi damga vergisi ve eki var. Kısacası, günlük olarak neredeyse 12.000 TL’lik iş yapma mecburiyeti var şirketin (20 iş günü zaten. Çünkü biliyorsunuz, fazla mesai vs. olunca yeni mezun arkadaşlarımız rahatsız olacaklar).

Aylık olarak “t0” anında bir “sömürücü patronun” aylık 240.000 TL verebilmesi için ya milli piyangodan para çıkmış olması ya miras kalması ya da gerçekten geçmiş yıllarda kazandıkları ile çok iyi birikim yapması gerekmekte.

İşte o “sömürücü patron” bu parası ile arsa alıp konuttan da kazanabilir, inşaat işine de girebilir ya da parasını faize de yatırabilirdi. Mükemmel gelir kaynaklarına da kavuşabilirdi.

Kişisel serzeniş


Elini vicdanına koymadan, Türkiye şartlarını bilmeden işkembe-i kübradan sallayan, her önüne gelen karşı savı safsatalar ile geçiştirmeye çalışan mühendislere gerçekten ihtiyaç yok. Teknik bilgilerinin mükemmelliği ile istedikleri yerlerde çok iyi işler çıkarabilir ve çalışabilir hepsi. Birilerinin yaptığı işleri ve geldikleri noktaları, geçirdikleri zorlukları bilmeden çoğunluk ile aynı kefeye koyup da kaçmayın yeterli.

Hedefinizi “gerçek problemlere” yöneltin. Öne sürdüğünüz her iddianızı eleştiren kişilere “ad-hominem” ile saldırmayın. Skeptik olun!

5 thoughts on “İşverenler Mars’tan, yazılımcılar Venüs’ten…

  1. Sen de haklisin da, insan çalıştırmak sorumluluk ister. Herkes işveren olamaz ya da olmamalı. Devlet sömürüsü, bu ülke de iş yapmak gibi konular da ayrı tartışma konuları tabii ki.

  2. Aylik net 5500 “hakeden” 10 muhendisle, 240.000 TL lik is yapamiyorsa, isverenin kabahati yok mu?

  3. Kesinlikle kabahati var. Zaten hak eden mühendisler de 5.500 almıyorlar. Daha da yüksek alıyorlar. Hatta hak etme durumunda mühendislik şartı bile yok. Buradaki tartışma konusu “yeni mezun mühendis” kişinin aylık net olarak 5.500 TL altında asla çalışmaması savı ve bunun hesapları.

  4. Aylık 10 mühendis çalıştırmasını gerektirecek bir iş varsa demek ki gelir var demektir. Bu kadar bariz bir gerçeğin yokmuş gibi konuşulmasını kendinize nasıl yakıştırabiliyorsunuz?

    Ayrıca yazının son paragrafında çelişkili bir ibare var. Eğer işveren 10 işçi çalıştırıyorsa iş vardır dolayısıyla yaptığı işten para kazanıyordur. Eğer o 10 işgören -siz mühendis demişsiniz benim için işgören- olmasa zaten o gelir olmayacağından sizin bahsini yaptığınız faiz, inşaat vs. alanlarına yatırım yapacak parası olmayacaktı. Yani geliri kazandıran işgörenler sayesinde kazanıyor. Zaten parası olan bir adamdan bahsediyor iseniz bu zaten konu ile alakası olmadığı gibi adam sırf zevkine 10 işgöreni boş boş işyerine koyacak değildir. İş varsa koyar dolayısıyla argümanlar geçersiz.

    Diyeceksiniz ki “projesi var geliri yok ondan dolayı bu işgörenleri alıyor”. Kimse zorlamıyor ki! Bir iş fırsatı görmüş ve kazanacağı karşısında riske girip 10 işgören alıyorsa bu işverenin problemi. Bir işgören neden işverenin riskini sübvanse etmek için 5500 TL yerine daha düşük bir rakama çalışmalı ki? İşgören kişisi işveren kişisinin anası mı babası mı? İşveren bir tacirdir ve tacirin tanımını size hatırlatırım. Eğer bu işlere yapamayacaksa zaten işveren olma hevesine kapılmasın.

    Eğri oturalım doğru konuşalım. Kimse yeni mezun bir işgörene ya da 30 yıllık bir işgörene 5500 TL parayı yıl! üzerinden vermez. Eğer ben işgörenime 5500 vereceksem ya da şöyle diyeyim işe alacaksam sahip olduğu proje tecrübeleri, referansları, bana katabilecekleri vb. en az 10 madde üzerinden olur demişimdirde işe almışımdır. O zaman madem işe alıyorum yani yetileri uygun 5500 TL herhalde ödeyeceğim. Eğer işbaşvurusu yapan kişinin vasıfları uygun değilse zaten işe almam. Yani şunu yapıyorsa işveren süzme salak demektir. İşi yapacak vasfı olmayanı işe almak! Eğer işe alıyorsa vasfı vardır. Vasfı varsa hakettiği ödenmelidir.

    Bir sürü süslü rakam hesaplamalarına gerek yok. Tek gerçek budur gerisi boşdur.

  5. Merhaba,
    Midari’ye katılmamakla birlikte sizin yazınız da çok uç. Neden acaba daha normal örnekler vermeyiz ki? 2 iyi yazılımcı bunun altında da 3-4 gelişmeye açık yazılımcı ile gayet güzel kazanabilirsiniz. (Ben şahsen kazanamam) Ayrıca yazının devamında bu kişiler en az 2 dil bilmeli, iyi şekilde algoritma bilmeli vs diye de eklenmiş. Üniversiteden çıksın gelsin manasında söylenmemiş, ama o arkadaş Türkiye şartlarından biraz uzaklaşmış olabilir uzun süre yurt dışında çalıştığı için, ama kusura bakmayın siz de tam patron olmuş gibi konuşmuşsunuz.
    Selametle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Top