mirmirik / Bilişim Yönetimi / Kovboyluktan vazgeçip takım oyuncusu olmak

Kovboyluktan vazgeçip takım oyuncusu olmak

Posted on

Bir zamanlar kovboylukBir önceki “Yazılım Ekibindeki Kahraman Kovboy” yazısında kendime çuvaldızı, şimdiki kovboylara da iğneyi batırmış, yazıyı da, daha somut adımları sonraki ahkam kesmede anlatmaya çalışacağım diyerek bitirmiştim.

Kovboy tarzı yazılımcı olmanın ve bu şekilde yazılım geliştirmenin kötü taraflarından üzerine sıklıkla bastırdıklarım özetle şunlar:

  • Tek kişi kalmak, yalnız olmak
  • Ekibe güvenmemek
  • Test ya da dokümantasyona zaman ayırmamak
  • Bilginin tek elde toplanması
  • İşlerin gün geçtikçe yığılması
  • Yığılmadan dolayı işlerde gecikmeler ve bug çıkması
  • Bug-fix yapacak ya da işleri yetiştirecek kişinin aynı kişi olması
  • [infinite loop]

Tüm bunları bir kovboy yazılımcı ile konuşursanız, size, kendisine zamansız ve eksik dokümante edilmiş istekler geldiğinden, isteklerin bilgisizce hazırlandığından, zaten sistemin ayakta kalmasının tek sorumlusunun kendisi olduğundan, ekipteki daha junior seviyedekilere işin nasıl yapılacağını anlatmaktansa kendisinin yapmasının çok daha hızlı olduğundan bahsedecektir. Kendisinin çevik metodolojiler için yanıp tutuştuğundan, yazılım geliştirme döngüsünde herhangi bir çevik yazılım geliştirme metodolojisi uygulanıyor olsa herşeyin güllük gülistanlık olacağından, ancak süregiden şirket politikası ve işlerin kritikliği sebebiyle bunun uygulanamayacağından da söz edecektir.

Bu durumda kendisine çevik metodolojilerin prensiplerini tekrar hatırlatmakta fayda var:

  • En önemli önceliğimiz değerli yazılımın erken ve devamlı teslimini sağlayarak müşterileri memnun etmektir.
  • Değişen gereksinimler yazılım sürecinin son aşamalarında bile kabul edilmelidir. Çevik süreçler değişimi müşterinin rekabet avantajı için kullanır.
  • Çalışan yazılım, tercihen kısa zaman aralıkları belirlenerek birkaç haftada ya da birkaç ayda bir düzenli olarak müşteriye sunulmalıdır.
  • İş süreçlerinin sahipleri ve yazılımcılar proje boyunca her gün birlikte çalışmalıdırlar.
  • Projelerin temelinde motive olmuş bireyler yer almalıdır. Onlara ihtiyaçları olan ortam ve destek sağlanmalı, işi başaracakları konusunda güven duyulmalıdır.
  • Bir yazılım takımında bilgi alışverişinin en verimli ve etkin yöntemi yüzyüze iletişimdir.
  • Çalışan yazılım ilerlemenin birincil öçüsüdür.
  • Çevik süreçler sürdürülebilir geliştirmeyi teşvik etmektedir. Sponsorlar, yazılımcılar ve kullanıcılar sabit tempoyu sürekli devam ettirebilmelidir.
  • Teknik mükemmeliyet ve iyi tasarım konusundaki sürekli özen çevikliği artırır.
  • Sadelik, yapılmasına gerek olmayan işlerin mümkün olduğunca arttırılması sanatı, olmazsa olmazlardandır.
  • En iyi mimariler, gereksinimler ve tasarımlar kendi kendini örgütleyen takımlardan ortaya çıkar.
  • Takım, düzenli aralıklarla nasıl daha etkili ve verimli olabileceğinin üzerinde düşünür ve davranışlarını buna göre ayarlar ve düzenler.

Prensiplerde önemle tekrarlanan bir nokta var. Takım / ekip / birlikte çalışmak / takım oyuncusu olmak. Takım oyuncusu olmanın şartlarından birisi de aslında bilgi paylaşımının ve şeffaflığın arttırılması. Bilgi paylaşımında bulunmak ve şeffaflığı arttırmak için ise asıl yapılması gerekenin -kişisel deneyimlerden yola çıkarak- “profesyonel ego”dan kurtulmak olduğuna inanıyorum.

Egosunu yenebilmiş teknik bir kişinin, ekip ile birlikte daha çok büyüyeceğine ve hep hayalindeki rahat çalışma ortamına kavuşacağına dair inancım yüksek. Ego nasıl yok edilir konusu ise daha çok psikoloji ve sosyoloji alanlarının konusu. Hala kişisel hayatımda yüksek olduğuna inansam da, benim iş konusundaki egomu zayıflatmam şunları sağladı:

  • Şirket içi bilgi paylaşımıma daha fazla zaman ayırdım,
  • Ekibe yeni katılmış ya da daha önceden ekip içinde varolan arkadaşların teknik bilgilerini yükseltmek için çabalar oldum,
  • Ekipteki arkadaşlarımın kendilerine güvenleri yükseldi,
  • Üzerimdeki işleri dağıtabilmeyi başardım,
  • Üretime aldığımız kodlarda çok daha az hata çıkmaya başladı,
  • Müşterilerimizde şirketimize ve ekibimize karşı güven yükseldi ve zaman zaman yaptığımız hataların tolere edilmesi kolaylaştı
  • Mesai sonrası boş zamanım oldu,
  • Sosyal hayata daha çok zaman ayırabildim,
  • Geceleri, aklımda o günkü ya da yarınki proje ile ilgili daha az endişe duydum ve daha rahat uyuyabildim.

Uzun lafın kısası, kovboy yazılımcı olmanın o iç daraltıcı dünyasından, ilk etapta egonuzu arkanızda bırakarak ve bu sayede takım oyuncusu olma yoluna adım atarak sıyrılabilirsiniz. Emin olun her şeyin en iyisini siz bilmiyorsunuz ve aslında vazgeçilmez değilsiniz.

Not: Yazıdaki fotoğraf, bir zamanlar kovboy filmlerinde oynayan ancak daha sonra ABD başkanlığına soyunan Ronald Reagan‘a ait.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Top